NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
دِينَارٍ
عَنْ ابْنِ
عُمَرَ رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُمَا
قَالَ نَهَى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَنْ بَيْعِ
الْوَلَاءِ
وَعَنْ
هِبَتِهِ
İbn Ömer (r.a.) demiştir
ki:
"Rasûlullah
(s.a.v.) velâ (hakkı)nın satılmasını ve bağışlanmasını yasakladı"
İzah:
Buhârî ıtk, ferâiz,
Müslim ıtk; Tirmizî, buyu', el-Vela ve'l hibbe; Nesaî buyu’; İbn Mâce ferâiz; Darimî,
siyer; Muvatta', masurul vela; Ahmed b. Hanbel II-9, 79, 108.
Burada yasaklanan
velâdan murat vela-i ıtakadır. Velâ-i ıtakanın sebebi azat etmek değil, kölenin
azad olmasıdır. Çünkü bir kimse yakın akrabasından bir köleye miras yolu ile
sahib olursa köle azad olur, velâ hakkı da sahibine verilir. Eğer velânın
sebebi azad etmek olsaydı sahibine verilmemesi icab ederdi. Çünkü sahibi onu
azad etmemişti. Azad olan köle ölürse onu azad eden kimse yahut vârisleri
köleye mirasçı olurlar. Arablar bu hakkı kimi satar, kimi birine hibe
ederlerdi. Rasûlullah (s.a.v.) bunu men' etti zira velâ hakkı neseb gibidir.
Hibe edilemeyeceğini de müttefiktirler. Ancak İbn Münzir burada ikinci bir
kavil olduğunu söylemiştir. Mezkur kavle göre, Meymûn'e binti Haris (r.a) âzâd
ettiği kölelerinin velâ hakkını Hz. Abbas'a hibe etmiş, Urvede Tahman'ın
velâsını Musab b. Zü-beyr'in mirasçıları için satın almıştır. Ata'nıirtia
sahibi kölesine dilediği kimse, ile velâ akdi yapmak için izin verebilir."
dediği rivayet olunur. Bu da velânın hibe edilmesi demektir. Nevevî,
"ihtimal bu zevat bu hadisi duymamışlardır" diyor. Cumhur ulemaya
göre velâ ne satılır ne de hibe edilir. Çünkü Peyamber (s.a.v.): - "Velâ
neseb karabeti gibi bir karabettir" buyurmuştur. Bunu Hz. İbn Ömer merfu olarak
rivayet etmiştir. Hadis İbn Huzeyme, İbn Hibban ve Hâ-kim'e güre sahihtir.
Yalnız Beyhakî onun illetli olduğunu söylemiştir. Aynı hadisi İbni Ömer
(r.a.)'dan İbn Battal da merfu olarak başka bir tarikle rivayet etmiştir. Velâ
neseb gibi olduğuna göre, değiştirilmesine imkân yoktur. Çünkü nesebin
değiştirilemeyeceğine icma mün'akid olmuştur. Neseb değiştirmek mümkün olmadığı
içindir ki Teala Hazretleri evladlıklara miras vermeyi neshetmiş ve onları
babalarının adları ile çağırmayı emir buyurmuştur. Resûl-ü Ekrem (s.a.v.)'i de
babasından başkasına intisab edenlere lanet eylemiştir.[Ahmed Davudoğlu,
Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi VII-575-576.]